maltepe escort ataşehir escort

Televizyon'un Kültürel Ve Psikolojik Zararları Nelerdir?

Can

Kurumsal Plus
Platin
Ad Soyad
H***** G*****
Mesajlar
36
Beğeni
19
Nereden
Ankara
Ticaret
1 (100%)
Televizyonsuz ev yok. Hiç düşündünüz mü; bu kadar popüler bir cihazın ne gibi zararları olabilir? Makalemizi okuduğunuzda çok şaşırabilirsiniz!

Yirminci yüzyılın en önemli icatlarından bir olan televizyon, “sihirli kutu” olarak biliniyor. Gerçekten de yıllardır insanları büyülüyor. Sosyo-ekonomik, kültürel, siyasi ve teknolojik birçok gelişmeye öncülük yapan televizyon, bunca yararına rağmen insanlardan bir şeyler de götürüyor. Maddi ve manevi zararlarını sıralamak için sayfalar yetersiz kalabilir. Özellikle çocuklara inanılmaz zararları var. Makalemizde “bilinen” bu zararları özetlemeye çalıştık.

Sosyal, Kültürel ve Psikolojik Zararları

Televizyonun cihaz olarak zararlarının yanında yayınlanan programların içeriklerinin zararları da yabana atılır gibi değil. Toplumu dönüştürme özelliği var. Yetişkin insanlar, farkında olmadan televizyon programlarının etkisinde kalıyor. Ardından içinden çıkılmaz kültürel ve toplumsal sorunlar ortaya çıkıyor. Diziler, filmler, magazin ve eğlence programları, haber programları insanlara aynı pencereden çok sayıda duyguyu aynı saat diliminde yaşatabiliyor. Televizyon kumandası, hayatımızı kumanda ediyor diyebiliriz. Televizyonun sosyal, kültürel ve psikolojik Zaralarını şöyle sıralayabiliriz;
  • Televizyon her şeyden önce kültürel ve ahlâki değerlerden koparır. Tabi bu durum, izlediğiniz programların içeriği ile alakalı.
  • Televizyon başında geçen bir hayat, tipik bir “sedanter yaşam” yani “hareketsiz yaşam” örneğidir. Televizyon, yetişkin insanları fiziksel aktiviteden uzak bir yaşama alıştırır ve tembelleştirir.
  • Magazin ve eğlence programları adı altında yayınlanan kültürel ve ahlâki seviyesi düşük programlar, özellikle boşluktaki insanları hayal dünyasında yaşatır ve ulaşamayacakları hayatlara özendirir.
  • Kadın ve evlilik programlarındaki olumsuz diyaloglar, toplum arasında önyargılara, ilişkilerde güvensizliğe yol açar.
  • Abartılı ve gerçekten uzak reklamlar, insanları tüketime yönlendirir.
  • Kültürel ve ahlâki değerleri dikkate almayan reklam ve programlar, toplumun değer yargılarını olumsuz etkiler.
  • Şiddet ve cinsel içerikli yayınlar, özellikle gençleri toplum ve aile gerçeklerinden kopararak olumsuz eğilimlere yönlendirir, yetişkinlerde psikolojik sorunlara yol açar.
  • İnsanlar genellikle stres atmak veya kafasındaki düşünceleri dağıtmak için televizyon izler. “Sihirli kutu” maalesef stresin önemli bir kaynağıdır.
  • Kutuplaştırıcı ve ayrımcı görsel haberler, insanlar arasında ayrımcılığı ve farklı kesimler arasındaki çatışmaları körükler.
  • Reyting uğruna insanların zaaflarını kullanan televizyon kanalları, acıma ve merhamet duygularını olumsuz etkiler, öfkelenmelerine yol açar.
  • İnsanları hayattan koparır, hayalciliğe yönlendirir.

Sağlığa Zararları

Televizyonların sağlığa zararları da, tespit edilenlerle sınırlı. Yani tespit edilemeyen, öngörülemeyen onlarca zararı olabiliyor. Örneğin; televizyon beslenme aracı değil ancak televizyon karşısında hareketsiz kalarak obeziteye yol açan faktörleri yerine getirmiş olursunuz.
  • Tüplü, plazma, LED ve LCD televizyonlar radyasyona sebep olabiliyor. Nükleer santral radyasyonundan farklı da olsa televizyonun yaydığı çeşitli ışınlar özellikle hormon dengesini bozabiliyor.
  • Katot ışın tüplü ve tüpsüz televizyonların yaydığı x-ışınının -çok yakından izlenmediği sürece- insan sağlığına önemli bir etkisi bulunmuyor.
  • Melatonin hormonu, insan beyninde salgılanır; vücudun uyku düzeninin korunmasına yardımcı olur. Elektromanyetik dalga yoğunluğu arttıkça melatonin hormonunun salgılanması azalır. Televizyon ekranından yayılan elektromanyetik ışınlar melatonin hormonunun salgılanmasını azaltır ve hormonal bozukluklara yol açabilir. Bu durum, kanseri de tetikleyebiliyor.
  • Görsel içerikler izlerken beyinin tek lobu çalışır ve düşünmeye fırsat vermez; zekâyı verimli kullanmayı engeller.
  • Göz rahatsızlıkları, uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi sorunlara yol açar.

Çocuklara Zararları

Uzmanlar yıllardır çocukları televizyondan uzak tutmayı önerir, zararlarından bahseder. Ancak çocukları televizyondan koparamazsınız. Bir kere de biz anlatalım:
  • Gününün önemli bir bölümünü televizyon karşısında geçiren çocuklarda sosyalleşme ve bireyselleşme sorunları görülür. Ayrıca psiko-sosyal yönleri gelişmez veya yetersiz kalır.
  • Duygusal ilgi ve sevgiye ihtiyaç duydukları dönemde televizyon izleyerek vakit öldüren çocuklarda şiddet eğilimi artar.
  • Bebekler, görüntü ve ses bir anda verildiği için televizyonlardan çok etkilenir. Bu sebeple bebeklere izletilen programlar özenle seçilmelidir.
  • 2-7 yaş arasındaki çocukların fazla televizyon izlemesi, dil gelişimini olumsuz etkiler. Bazı ebeveynler, televizyonların çocuğun konuşmasını sağladığına inanır; ancak uzmanlar bunun tam tersini söylüyor.
  • Çocuklar, televizyon açıkken izlemese bile sesinden olumsuz etkilenir. Oyun oynarken dikkati dağılır, dikkat eksikliği sorunları ortaya çıkar.
  • Özellikle küçük yaştaki çocuklar, televizyonda gördüklerini somut olarak algılar. Yani, çizgi filmdeki sahneleri gerçek zanneder, aynı şeyleri yapmaya çalışır. Bir sahneden etkilenerek balkondan uçmaya çalışarak düşen, kendini asan çocukların haberlerini duymuşsunuzdur!
  • Televizyonda gördükleri sahneler korku, gerilim ve şiddete yol açar. Korkunç bir figür travmaya yol açabilir, uykusuzluk sorunları yaşayabilir.
  • Günde 4 saatten fazla televizyon izleyen çocukların obezite veya kilo sorunları yaşayabileceği belirtiliyor.
  • Televizyon başında vakit geçiren çocukların eğitim hayatı sekteye uğrayabilir. Yani televizyon yeterince ders çalışmayan, kitap okumayan bir nesil doğmasına yol açıyor.
  • Ergenlik çağında televizyon bağımlılığı olan çocuklarda ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Erken veya geç ergenlik yaşanabilir.
  • Ebeveyni televizyon başında vakit geçiren bir çocuk, onları model alır ve televizyonu eğlence aracı olarak görmeye başlar.
  • Çocuklara yemek yedirmek veya yaramazlık yapmaması için televizyon karşısına oturtmak, televizyon alışkanlığını tetikler. Bunu yapmayın!
  • Küçük yaşlarda televizyon izleme saatleri sınırlandırılmayan çocuklar okul çağında televizyon bağımlısı olabilir.
  • Televizyondan bilgileri doğrudan almaya başlayan çocuklar, pasif bir etkinliğe alışır; tecrübe ederek veya yaşayarak öğrenme alışkanlıkları kazanamaz.
  • İki yaşındaki çocukların 1 saatten fazla çizgi film izlemesi zihinsel gelişimlerini olumsuz etkiler. Bu dönemde alıcı olan çocuklar, zihinsel gelişimlerini çeşitli faaliyetlerle tamamlamalıdır.
  • Müzik kanalları, çocukların dil ve iletişim becerilerini geliştirmesini engeller.
  • Reklamlardaki ani hareketler, ses ve ritim akışları çocukların çok dikkatini çeker. Reklamlardaki bilinçaltı uyarılar, çocukların tutum ve davranışlarını olumsuz etkiler.
  • Reklam ve kliplerdeki mesajlar öfke, korku ve kaygı doğurabilir.
  • Çocuklardaki tembellik, asosyallik, arkadaşlarıyla ilişki kuramama, korkular, duygu sömürüsü, şiddet eğilimleri, uykusuzluk, kitap okumama ve sorumsuzluk gibi davranışlar televizyonun yan etkileri arasında yer alıyor.

Televizyon Sayesinde Ne Kaybederiz?

Televizyon izleyerek zamanımızı, paramızı ve belki de hayatımızı kaybederiz. Nasıl mı?
  • Günde 2 saat televizyon izleyen bir insan 1 yılda 730 saatini televizyon başında geçirir. Yani yılda 45 gün televizyon izliyor anlamına geliyor. 4 saat televizyon izleyen bir insan yılda 3 ay televizyon başında kalıyor. Yani ortalama ömrünün neredeyse yüzde 10’u televizyon izleyerek geçiyor!
  • Bu istatistikî bilgi ışığında şu gerçeği belirtelim; Türkiye’de insanlar günde ortalama 3 saatini televizyon başında geçiriyor.
  • Bazı istisnalar dışında intihar haberlerinin televizyonlarda sürekli yayınlanmasının intihar vakalarını özendirdiği ve artırdığı tespit edilmiş.
  • Türkiye’de bir dönem İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar eden insanlarla ilgili çok sayıda haber yapılırdı. Hemen hemen her gün bir intihar haberi yayınlanırdı. Bazı televizyon yayıncıları ve haber ajansları, uzmanların da tavsiyesi ile köprüde intihar haberlerini vermemeye başladı. Günümüzde artık “köprüde intihar” haberi hemen hemen hiç duymuyoruz. Yani televizyonlar intiharı körüklüyor.
  • Türkiye’deki bir araştırmaya göre, anaokulu çağındaki çocukların yüzde 65’i, ilköğretim çağındaki çocukların da yüzde 58’i günde 2 saatten fazla televizyon izliyor. Bu çocukların yüzde 30’u televizyonu tek başına izliyor.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

Anasayfa Kayıt Ol Giriş Yap
Üst