20. yüzyıl iki dünya savaşına tanık olmuş, devletlerin kurulduğu, sınırların yeniden çizildiğine şahitlik etmiştir. Savaşların etkisiyle, teknolojik gelişmelerde hız kazanmıştır. Sanayi devrimiyle birlikte üretimin artırılması, verimlilik, karlılık vb. sebeplerden ötürü dev şirketler teknolojiye o zamana kadar ki en ciddi yatırımlarını yapmışlardır. Bir dönem uzay hakkında rekabet edilmiş, soğuk savaşın etkisiyle ülkeler teknoloji yarışına girmiştir. Yaşadığımız yüzyılın teknolojik temellerinin atıldığı bir yüzyıl haline gelmiştir. Şu anda kullandığımız teknolojinin temelleri de özellikle gelişmiş ülkelerin soğuk savaş dönemindeki ar-ge faaliyetlerine dayanmaktadır. Özellikle işlemcilerin üretilmesi, ilk bilgisayarların icat edilmesi ve sonrasında iki bilgisayar arasındaki ağ paylaşımının yapılması günümüze kadar uzanan değişimin habercisi niteliğindeydi. 1965 yıllarında internetin temelleri atılırken birçok olumlu ve olumsuz etkileri de beraberinde getirmiştir. 2000 yıllara geldiğimizde de internetin özel sektörün eline geçmesiyle artık evlere, daha sonrasında da hayatımızın bir parçası haline gelen mobil cihazlara erişmesiyle yepyeni bir hukuk dalının ortaya çıkmıştır.
Bilişim Hukuku tanım itibariyle; yaşanan teknolojik gelişmeler kapsamında, bireysel ve toplumsal anlamda insanoğlunun her türlü alanda elde ettiği ve kullandığı bilginin, sayısallaştırılması sırasında ve sonrasında meydana gelen uyuşmazlıkların giderilmesi ile ilgilenen genç bir hukuk dalı diyebiliriz. Bu anlamda bilişim hukuku dediğimiz zaman dijital veri ile kesişen her türlü bilgi ile ilgili ihtilafları konu alan hukuk dalı olduğunu da kabul etmek gerekir. Tüm bu tanımlardan bilişim hukuku deyince sadece beyaz yakalıların ilgisi dahilinde bir hukuk dalı olduğu sonucu ortaya çıksa da günümüzde birçok hukuk dalı ile yakından ilişkilidir.
Bilişim hukuku tek başına değerlendirilmesinin yanında, kapsamı itibariyle ceza hukuku, medeni hukuk, kamu hukuku, iş hukuku vb. diğer hukuk dallarıyla da yakından ilişkilidir. Teknolojinin gelişmesi ve iletişim kanallarının artması, görüntülü ve sesli haberleşmenin hızla yayıldığı günümüzde diğer hukuk dalları ile ilgili ihtilafları çözümlerken bilişim hukukundan faydalanılmaktadır. Bu anlamda bilişim hukuku multi-disipliner bir hukuk dalı olarak tanımlanmaktadır.
Bilişim Hukuku tanım itibariyle; yaşanan teknolojik gelişmeler kapsamında, bireysel ve toplumsal anlamda insanoğlunun her türlü alanda elde ettiği ve kullandığı bilginin, sayısallaştırılması sırasında ve sonrasında meydana gelen uyuşmazlıkların giderilmesi ile ilgilenen genç bir hukuk dalı diyebiliriz. Bu anlamda bilişim hukuku dediğimiz zaman dijital veri ile kesişen her türlü bilgi ile ilgili ihtilafları konu alan hukuk dalı olduğunu da kabul etmek gerekir. Tüm bu tanımlardan bilişim hukuku deyince sadece beyaz yakalıların ilgisi dahilinde bir hukuk dalı olduğu sonucu ortaya çıksa da günümüzde birçok hukuk dalı ile yakından ilişkilidir.
Bilişim hukuku tek başına değerlendirilmesinin yanında, kapsamı itibariyle ceza hukuku, medeni hukuk, kamu hukuku, iş hukuku vb. diğer hukuk dallarıyla da yakından ilişkilidir. Teknolojinin gelişmesi ve iletişim kanallarının artması, görüntülü ve sesli haberleşmenin hızla yayıldığı günümüzde diğer hukuk dalları ile ilgili ihtilafları çözümlerken bilişim hukukundan faydalanılmaktadır. Bu anlamda bilişim hukuku multi-disipliner bir hukuk dalı olarak tanımlanmaktadır.
